Pretty Little Liars'tan başlayalım. Zaten hakkında söyleyeceklerim kısa. Sevgili Marlene King! Bunu bize neden yapıyorsun. Birincisi dizinin en başından beri sevemediğim Mona karakterini niye bir anda bize sevdirip, aslında onun masum olduğunu gösterip sonra aynı bölümde kızı neden öldürüyorsun?
Yani şimdi bu kıza yazık değil mi? Hem kızlarla iş birliği yapmaya karar vermiş onlara yardım ediyor hem de belli ki kıskanıyor arkadaşlıklarını, o grupta kendine yer edinmeye çalışıyor. Bir de olabildiğince ezik yaptınız kızı son bölümünde. Yalnız, arkadaş bulamayan, korkak, savunmasız ... Bir izin verseydiniz de kız yalnız ölmeseydi, iki üç arkadaş edinseydi. Yazık yazık ...
Hem o Alison varya insan değil resmen, kızı iyice şeytanlaştırdınız. Hem yeter artık A kim? Hayır kendimden şüphelenmeye başladım -A ben miyim acaba diye. Neyse sustum.
True Blood'a gelirsek. Eleştirim tamamen final bölümüne. Sen git 7 sezon boyunca bu kızı yok Bill yok Eric olmadı Alcide, arada kısa ilişkiler , hatta son sezon sen git Sam'e bile alttan alttan teklif ettir kıza ama sonuç! Sonuçta sen git hiç tanımadığımız bir adamla evlendir bir de çocuk yaptır. Ee ne oldu şimdi? Birincisi adamın yüzünü bile göstermediniz. İkincisi Sookie'nin düğününü göreydik bari. Kızı biz büyüttük resmen. Üçüncüsü hadi Bill gerçek ölümü seçti ya Eric. Eric bir anda Sookie'den nasıl vazgeçti. Kısacası eksik ve beni tatmin etmeyen bir final olmuş. Aslında daha söyleyeceklerim de var. Jason hakkında falan ama neyse susuyorum. Son olarak umudumuz Charlaine Harris. Umarım kitap serisi daha mutlu ve daha mutlu bir sonla biter.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder