Seçim kaçınılmaz olunca, Eadlyn otuz bes adayı saraya davet etmeye mecbur kaldı. Annesi America da Prens Maxon'un kalbini yirmi yıl önce böyle bir Seçim'de kazanmıstı. Tüm ülkenin sorumlulugunu alacak, gelecegin kraliçesi Eadlyn öyle kolay pes etmeyecekti.
***
Bu kitabın çıkacağını duyduğumda hem büyük bir heyecan hissetmiş hem de yazarın kendini tekrar edeceğini düşünerek biraz telaşlanmıştım doğrusu. Sonra kitabı okudum ve kendime kızdım. Yazara büyük haksızlık etmişim doğrusu. Bu kitabın yazılmasının ne kadar doğru olduğunu kitabı okuyunca anladım .
Beni Seç serisinde kitap 35 adaydan biri olan America'nın bakış açısı ile yazılmıştı. Prens seçen adaylar seçilendi. ( Babasının kişiliğini ve baskını gözardı ederek söylüyorum ) Maxon 'ın yapması gereken tek şey seçmekti. Adaylar ise büyük bir yarış içerisindeydi. Oysa bu yeni seri ile birlikte seçenin yani prensesin bakış açısından olayları takip edebiliyoruz. Onun neler hissettiğini, yaşadıklarını, savaşını...
Kiera Cass yine harika bir iş çıkarmış. Kendini tekrarlamış mı peki? Bazı noktalarda evet. Okuyunca anlayacaksınız zaten. Ayrıca America ve Maxon 'a kitapta yeterince yer verilmediğini düşünüyorum. Oysa onların hayatlarından daha fazla özel anlara şahit olmak isterdim.
Bu arada Beni Seç serisinde olaylara America'nın gözüyle baktığımız için tartışmasız bir numaramız Amerca'ydı. Ama bu sefer farklı. Bu sefer biz seçilen değil seçeniz. Ve ben en azından şimdilik seçimimi yaptım. Serinin devamında fikrim değişir mi belli olmaz. Bekleyip göreceğiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder