1 Aralık 2013 Pazar

Jennifer L. Armentrout - Melez (Melez Sözleşmeleri #1)


     Evetttt.... Yeni bir seri ve yanında sürüklediği heyecan. Ve merak. Ve mutluluk. Ve delilik. Ve deli raporu. Ciddiyim... Eğer siz de benim gibi son birkaç aydır kitap alışverişinin dibine vurduysanız, en az bir ay daha kitap alma olanağınız yoksa ve serinin devamı elinizde bulunmuyorsa... Olur da beni merak ederseniz bir yandan meraktan ölüyor olacağım bir yandan da deli raporu almayı garantileyen bir kıza dönüşeceğim.
    Tüm bunların tek nedeni ise Jennifer. Kendisi yine döktürmüş anlayacağınız. Hayır, sen zaten Lux serisi ile kendimden geçmemi sağlamışsın ( Ki bu konuda da çok kırdın beni. Ne yani! 5. kitap Haziran'da mı yayınlanacak? Tabi bu Türkiye'deki yayımlanma zamanı değil. Biz ne kadar bekleyeceğiz yahu?!) üzerine Melez Sözleşmeleri serisi ağır geldi bana. Evin içerisinde elimde kitap, kelimelere yapışık bir şekilde geziyorum.
    Kitabın konusuna gelecek olursak... Hermatoi ırkı, Tanrılarla yaratıkların soyu. İki Hermatoi çocuğu Safkan oluyor ve tanrısal güçlere sahip oluyorlar. Bir Hermatoi ile bir ölümlünün çocuğu ise Melez oluyor. Melezlerin önünde ise iki seçenek var: Ya Safkanlara köle olacaklar ya da avcı. Bir melez olan Alex (Alexandria) Safkan olan Aiden'a aşık olunca işler karışır. Çünkü sevgili kitap kurtları, Melezler ile Safkanlar arasındaki ilişki yasaktır.
   Sonrasında olaya Seth de katılıyor ama oralara hiç girmeyelim. Her ne kadar birçok kişinin fikri aksi yönde olsa da ben bu Seth'e fena gıcık oldum. Yok yani katiyen alışamam kendisine ve Alex ile aralarında olabilecek şeylere de katlanamam.
   Yorumuma gelirsek: Bazı zamanlar bu seriyi Lux serisinden daha fazla sevmedim de değil hani! Lux'a göre daha duru bir anlatımı var. Alex ve Aiden'a kapılmak daha kolay. Çoğu zaman onları Melez ya da Safkan gibi değilde insan gibi görüyorum. Onlara gerçekten çok bağlandım. Özellikle Aiden'a baya bir kanım ısındı. Bunda kitabı okurken gözümde Aiden'ı gerçekte var olan biri olarak canladırdığım için de olabilir. Peki bu kim mi?! Belki de pek çok kişi ne alaka ya?! falan diyebilir. Ama ben yakıştırdım.



Ve karşınızda İan Harding... 


Alex için de biri var aklımda ama o konuda susma hakkımı kullanıyorum. Muhtemelen herkesin beğeneceği bir yakıştırma olurdu.

Sonuç olarak kitaba bayıldım. Özellikle fantastik severlerin kesinlikle okuması gereken bir seri olmuş. Birçok yerde Vampir Akademisi ile arasındaki benzerlikten söz edilmiş ama ben pek benzetemedim açıkçası. Gayet özgün olmuş. Gerçi VA'ni okuyalı baya bir zaman oldu ama hatırlıyorum yani. 


Altını çizdiğim yerler ( Aslında üstünü fosforlu kalemle boyadığım yerler!! Siz öyle yapmıyor musunuz?)

"İki kişi birbirini bir odada görür ya da kazara birbirlerine değerler. Ruhları, o kişinin kendilerinin olduğunu anlar. Zamanın bunu göstermesi gerekmez. Ruh daima...bunun doğru mu yanlış mı olduğunu bilir."

"Çok tehlikelidir...tıpkı tanrıların arasında yürüyenlerin öpücüğü gibi. Sarhoş edici, tatlı ve ölümcül...onunla nasıl başa çıkacağını bilmelisin. Sadece birazı sana iyi gelir. Çok fazlası...seni sen yapanı alır götürür."

"Sevdiklerini öldüreceksin. Bu senin kanında, kaderinde var. Yani buna tanrılar karar verdi ve tanrılar öngördü."


  Piperi Nine
                           

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Muhteşem Yaratıklar / Muhteşem Karanlık / Muhteşem Kaos - Kami Garcia / Margaret Stohl (EPSİLON YAYINEVİ )

Bu yazıyı yazmamın sebebi kitabın konusunu anlatmak,yorum girmek bla bla değil aslında. Amacım biraz stres atmak,beyin hücrelerime yayı...